25 Aralık 2010 Cumartesi

ilk biyolojik silah



Milattan önceki yıllarda başlayıp Mısırlı tüccarlara kadar ulaşan Kuzey Afrika'dan Hindista'a, oradan da ticaret ve fetihler aracılığyla dünyadaki en uzak topluluklara kadar ulaşan çiçek hastalığı tüm insanlığı kasıp kavurmuştu. MÖ 1600 yılına ait olan Mısır mumyalarının yüzünde bile bu hastalıktan kaynaklanan yara izleri bulunmuştur. Kayıtlara geçen en eski çiçek salgını vakası ise MÖ 1350 yılında Hitit ve Mısırlılar arasındaki savaşta patlak veren salgındır. Hitit kralı ve oğlunun da içinde bulunduğu bu uygarlığın tüm mirasçılarının bu hastalıktan öldükleri bilinmektedir. Hitit uygarlığı, bu hastalık nedeniyle yok olan birçok uygarlığın ilkidir. MS 180 yılında ise 7 milyon insanın ölümüne yol açan çiçek hastalığı, Roma İmparatorluğu'nda gerileme döneminin başlamasına neden olmuştur. İspanyollar ve Portekizliler bu hastalığı Amerika kıtasına taşımışlar ve böylece bu hastalık Aztek ve İnka uygarlıklarını da kırıp geçirmiştir. İspanyolların 1518'de Meksika'ya gelişlerinde sonra geçen 100 yıl içinde, 22 milyon civarında olduğu sanılan yerli nüfus 2 milyona düşmüştür. Sömürgecilikle birlikte tüm dünya benzer vakalar yaşamaya başlamıştır. 1763 yılında Kuzey Amerika'daki İngiliz ordularının kumandanı Jeffrey Amherst ise yara kabuğu ve kabarcıklardan elde edilen sıvının battaniyelere sürülüp Kızılderili kabilelere verilmesini önererek biyolojik savaşı ilk ortaya çıkaran kişi olmuştur. 19. yüzyılda Amerikan hükümeti, aynı biyolojik silahı Kızılderililere karşı kullanmıştır. Böylece çiçek hastalığı 20. yüzyıla gelmeden savaşlar ve diğer salgın hastalıklar nedeniyle ölen bütün insanların sayısından da fazla olan yaklaşık yarım milyon insanın ölümüne yol açmıştır.

Tıbbi Mucizeler, Dr. Eugene W. Straus, Alex Straus

0 yorum: