11 Ağustos 2010 Çarşamba

diyalektik



Diyalektik deyince derhal günümüze bir göz atalım. Her fikrin bir diyalektiği olduğuna göre bir de günümüzün şu parti hayatındaki, şurada buradaki diyalektiğe bakalım. Oradan fikrin kıymeti anlaşılır. Elinize mühim bir anahtar vereceğim. Hatırıma Şarlo'dan bir misal geliyor. Şarlo sokak çocuğunun dahi güldüğü ama en büyüklere hitap eden bir sanatkâr... Bergson isimli filozof Gülmek isimli kitabına Şarlo'dan bir bahis ilave etmiştir. Ve Şarlo, İngiltere'ye gittiği zaman İngiliz kralı istasyona kadar gelip karşılamıştır. Şarlo diyalektiğin, gülünç diyalektiğin sırrını belli etmek için bir filminde şöyle bir unsur kullanır: Bir heykelin açılış merasimi yapılacak... İşte kordelâlar kesiliyor. Bütün beylik şeyler yerinde ve nihayet oranın şusu busu, parti reisi, belediye reisi... O, şu, bu ve resmi hüvviyetler... Başlıyor konuşmaya biri... Fakat ağzından bir kelime çıkmıyor. Birtakım "cık cık"lar çıkıyor. "Cık cık cık..." Ama öyle bir âhenk çıkıyor ki "cık cık"lar âdeta kelime yerine geçiyor. Böylece Şarlo, gülünç, temel fikirden mahrum, saman ekmeğinden ibaret klişe fikir taklitlerinin kof diyalektiğini çocukları dahi güldürecek şekilde ifade eder. Heyhat ki bugün fikir hayatımıza baktığımız zaman orada göreceğimiz birtakım "cık cık"lardan başka bir şey değildir.


Hesaplaşma, Necip Fazıl Kısakürek

0 yorum: