28 Ağustos 2009 Cuma

virgülden sonrası




Üniversitede fizik bölümünde öğrenciyken aldığım son fizik dersi, Fizikte Matematiksel Metodlardı. Daha ilk derste, dersi veren hoca bize yalnız bir sınav yapacağını, bu sınavın geçme sınavı olacağını ve sınavda yalnız bir problem soracağını bildirdi. Tek istediği, bu problemin yalnız cevabının, virgülden sonra dört haneye götürülmüş olarak üstünde ismimiz olan bir kağıt parçasına yazılmış olarak verilmesiydi. Cevabımız virgülden sonra dört hanenin tamamı doğruysa A alacaktık, değilse çakacaktık. Gayet basit. Birdenbire içinde benim de bulunduğum bir grup öğrenciden protesto sesleri yükseldi. Olur mu hocam? Bir sınav mı? Bir cevap mı? Çözümü nasıl kurguladığımızı bile görmek istemiyor musunuz? Çözüm için tuttuğumuz yol doğru dahi olsa önemi yok mu?

"Hayır" dedi. "İnsanların yanıtları, doğru ve duyarlı yanıtları görmek istediği gerçek dünyaya hoş geldiniz. Eğer bir köprü çökerse ve kırk kişi ölürse, mühendislerin çözümü doğru kurguladıklarına kim bakar? Yaşamda yarı yarıya haklı olmanın bir değeri yoktur. Herhangi önemli bir şeyi başarmak istiyorsanız, tam tamına doğru olmak zorundasınız ve olmadığınız takdirde de bunun sonuçlarına katlanmaya razı olmalısınız."

Beynine Bir Kez Hava Değmeye Görsün, Frank Vertosick Jr.

25 Ağustos 2009 Salı

kalple bakmak


“Senin yaşadığın yerdeki insanlar,” dedi küçük prens, “bir bahçenin içinde binlerce gül yetiştiriyorlar ve yine de aradıklarını bulamıyorlar.”
“Doğru, bulamıyorlar” dedim.

“Ve aslında aradıkları şeyi tek bir gülde, ya da bir avuç suda bulabilirlerdi.”
“Evet, haklısın” dedim.
“Ama gözler göremez. İnsanın kalbiyle bakması gerekir.”

Küçük Prens, Antoine de Saint-Exupéry

19 Ağustos 2009 Çarşamba

memleket dili



Rivayet olunur ki, eski Roma'nın şiddeti ve dehşeti ile meşhur olan hükümdarlarından Tiberius, bir gün Roma âyanına yaptığı bir hitabede uydurma bir kelime kullanıyor. Yüksek otoritesini iyice göstermek için olacak ki kelimeyi bir iki defa da üstüne basarak tekrarlıyor. Âyandan Marcellus, hükümdarın sözünü keserek memleket diline hürmet etmesini rica ediyor. Derhal efendisini müdafaya atılan saray adamlarından Capito diyor ki:
-Marcellus! Bahis mevzuu ettiğin kelime, tutalım ki memleket dilinden değildir. Fakat madem ki Roma İmperium'unun şanlı sahibi Sezar'ın ağzından çıkmıştır artık memleket dili olmuştur. Bilesin ki Sezar her şeyin üstünde ve her şeye kâdirdir.
Bunun üzerine Marcellus, salonu kaplayan soğuk bir sükûn perdesini yırtarak, sade hikmet ve hakikat olan şu cevabı veriyor:
-Capito yalan söylüyor. Sezar! Sen dilediğin insanlara Roma vatandaşlığı sıfatı verir, mevki ve rütbe ihsan edersin; fakat memleket dilinden olmayan bir kelimeye Romalı olma hakkı veremezsin.

Elbette veremez. Zira bir memleketin dilinin memleket tarihinin ve psiko-sosyolojik varlığının mahsulü ve asırlar içinde nesillerin birbirine devredip emanet ettiği bir ocak mirası ve ecdad mülküdür. Bunda kimsenin, hükümet adamı sıfat ve otoritesiyle tasarrufa hakkı yoktur.

Hatıralar, Ali Fuat Başgil

18 Ağustos 2009 Salı

bir beyit bin anlam..



Bu şehri İstanbûl ki bî-misl ü bahâdır
Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır

Nedîm

16 Ağustos 2009 Pazar

savaş niyedir?


Savaşın işlevi yok etmektir: Yalnız insanları değil, insan emeğinin ürünlerini yok etmektir. Savaş, kitlelerin rahatını ve sonuçta zekâsının artmasını sağlamak için kullanılabilecek malzemenin havaya uçurulması ya da denizlerin dibine yollanmasıdır. Savaş endüstrisi, tüketim maddeleri üretmeksizin işgücünü kullanmanın akıllıca bir yoludur.

1984, George Orwell

15 Ağustos 2009 Cumartesi

güzellik



Mabetler sadece pratik sebeplerle inşa edilmez, onlar aynı zamanda tahayyül içindir. Sinan'ın eserleri ruhun güzellik ihtiyacına hitap eder, bize kutsalı düşünme imkânı sunar. Güzelliği takdir etmek, ruhu karıştıracak şeylerin gücüne açık olmakla mümkündür. Eğer güzellik karşısında etkileniyorsak, o halde ruh uyanıktır. Ruhun yeteneği, etkilenebilmesinde gizlidir.

Her Şeyin Bir Anlamı Var, Kemal Sayar

7 Ağustos 2009 Cuma

kem âlet


Nefret eden, tedaviye muhtaçtır. Nefretin sahibi, kendi içindeki kötülükle yüzleşmekle iyileşebilir ancak. Kem âlet (nefret) ile kemâlât olmaz.

Her Şeyin Bir Anlamı Var, Kemal Sayar